Ankara’da Avukatlar Tahir Elçi’yi Andı: “Mahkeme, Bir Yargılama Faaliyeti Yürütme Amacı ile Hareket Etmemekte Olduğunu Siyasi Atmosferin Etkisiyle…

Ankara’da avukatlar, 8 yıl önce Diyarbakır’da Dört Ayaklı Minare önünde katledilen Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi’yi ölüm yıl dönümünde Ankara Adliyesi önünde andı. Avukatlar adına açıklama yapan Arzu Kurt, “Açılan dava dosyasında başlayan yargılamada mahkeme, bir yargılama faaliyeti yürütme amacı ile hareket etmemekte olduğunu katılan tarafın maddi gerçeğin ortaya çıkarılması amacıyla talep ettiği tüm talepleri reddederek ve siyasi atmosferin etkisiyle Ahmet Davutoğlu’nun dinlenilmesinden vazgeçerek göstermiştir. Onlarca kişinin gözü ve kameraların önünde yaşanan cinayette, Elçi’yi vuran kişi ve vurulduğu anı gösteren herhangi bir görüntü kaydı bulunamamış ya da bulunmak istenmemiştir. Tüm kamuoyunun gözleri önünde cereyan eden bu olayın ilk anından itibaren ilgili makamların görevlerini yerine getirmekten imtina ettiği, Elçi’nin failinin bulunamamasında sorumluluklarının bulunduğu açıktır” dedi.

Diyarbakır’ın Sur ilçesindeki Dört Ayaklı Minare önünde 28 Kasım 2015’te basın açıklaması yaparken silahlı saldırı sonucu öldürülen Diyarbakır Barosu Başkanı Tahir Elçi’nin ölüm yıl dönümünde, meslektaşı avukatlar Ankara Adliyesi önünde bir araya geldi. Avukatlar adliye önünde Tahir Elçi’nin fotoğrafının bulunduğu ve Türkçe ile Kürtçe yazılmış “Seni Unutmayacağız” yazılı pankart açtı ve açıklama yaptı.

Avukatlar adına açıklamayı okuyan avukat Arzu Kurt, dönemin Başbakanı, Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu’nun suikast dosyası kapsamında dinlenilmediğine vurgu yaptı.

Kurt açıklamada şunları dile getirdi:

GEÇEN 8 YIL TAHİR ELÇİ’NİN DİLE GETİRDİĞİ HUKUKSUZLUKLARIN BOYUTUNU, DEMOKRASİ VE MÜZAKERE ÇAĞRILARININ GEREKLİLİĞİNİ ORTAYA KOYMUŞTUR”

“Bütün bir ömrünü insan hakları ve barış mücadelesine vakfetmiş, Diyarbakır Barosu başkanıyken göz göre göre gelen bir siyasi cinayette yitirdiğimiz Tahir Elçi’nin katledilmesinin üzerinden sekiz yıl geçti. Tahir Elçi’yi ve arkadaşlarını Dört Ayaklı Minare’de açıklama yapmaya götüren süreç; temel hak ve özgürlüklerin askıya alındığı, insan hakları ihlallerinin had safhaya ulaştığı, evrensel ilkelerin yok sayıldığı bir süreçtir. Aradan geçen 8 yıl, Tahir Elçi’nin dile getirdiği hukuksuzlukların boyutunu, demokrasi ve müzakere çağrılarının gerekliliğini ortaya koymuştur.

AHMET DAVUTOĞLU’NUN DİNLENİLMESİNDEN VAZGEÇEREK GÖSTERMİŞTİR”

Tahir Elçi’nin katledilmesiyle ilgili yürütülen soruşturma dosyasının geldiği aşama bile katliamın faillerine işaret etmeye yeterdir. Tahir Elçi’nin ölümünün üzerinden geçen 8 yılda, dosyasında herhangi bir gelişme olmamış, faillerin bulunmasına yönelik de etkili bir soruşturma yürütülmemiştir. Zira açılan dava dosyasında başlayan yargılamada mahkeme, bir yargılama faaliyeti yürütme amacı ile hareket etmemekte olduğunu katılan tarafın maddi gerçeğin ortaya çıkarılması amacıyla talep ettiği tüm talepleri reddederek ve siyasi atmosferin etkisiyle Ahmet Davutoğlu’nun dinlenilmesinden vazgeçerek de göstermiştir.

“İLGİLİ MAKAMLARIN GÖREVLERİNİ YERİNE GETİRMEKTEN İMTİNA ETTİĞİ, ELÇİ’NİN FAİLİNİN BULUNAMAMASINDA SORUMLULUKLARININ BULUNDUĞU AÇIKTIR”

Onlarca kişinin gözü ve kameraların önünde yaşanan cinayette, Elçi’yi vuran kişi ve vurulduğu anı gösteren herhangi bir görüntü kaydı bulunamamış ya da bulunmak istenmemiştir. Tüm kamuoyunun gözleri önünde cereyan eden bu olayın ilk anından itibaren ilgili makamların görevlerini yerine getirmekten imtina ettiği, Elçi’nin failinin bulunamamasında sorumluluklarının bulunduğu açıktır.

“REJİM, AVUKATLARA VE AVUKATLIK MESLEĞİNE DÖNÜK; SIYASAL, EKONOMİK TÜM İDEOLOJİK SALDIRILARINI HAYATA GEÇİRDİ”

Geride kalan sekiz yıl içerisinde, meslektaşımızın bugün aramızda olmayışının siyasal sorumluları; savaş politikasında derinleşirken, hukuku ve tüm yargı mekanizmalarını tekçi yönetim anlayışının en temel enstrümanı olarak belirlediler. Rejim, avukatlara ve avukatlık mesleğine dönük; siyasal, ekonomik tüm ideolojik saldırılarını hayata geçirdi. OHAL, KHK’ları ile yeni bir rejim inşa edilirken; avukatlar olarak hakkımızda açılan sayısız davalarla, müdafi kısıtlılığı, gözaltı ve tutuklama politikalarıyla karşı karşıya kaldık. Pek çok arkadaşımız mesleğini icra edemez hale gelirken, pek çok arkadaşımız da objektif delillerden yoksun bir şekilde aylarca tutuklu kalmış ve hatta haklarında onlarca yılı bulan hapis cezalarına hükmedilmiştir. Siyasi iktidar muhalif avukatları açık hedef haline getirmeye devam etmektedir. Ancak bizler başta Tahir Elçi olmak üzere, katledilen tüm meslektaşlarımızın onurlu yaşamlarını ve mücadelelerini referans alıyor ve mücadelemizden vazgeçmiyoruz.

Ömrünü faili meçhul dosyaların aydınlatılmasına adayan, cezasızlıkla mücadelede dişiyle tırnağıyla ve son olarak ise hayatıyla mücadele eden Tahir Elçi faili meçhul bırakılmaya çalışılmaktadır. Meslektaşımızın, dostumuzun katledilmesinde sorumluluğu olanların ortaya çıkarılması için davanın takipçisi olacağımızı buradan bir kez daha yineliyoruz.

“YAŞAM HAKKI İHLAL EDİLENLERİN AVUKATLIĞINI YAPAN MESLEKTAŞIMIZI SAYGI VE MİNNETLE ANIYORUZ”

Bizler; Tahir Elçi gibi barışı dillendirmekten vazgeçmeyecek, barışın elçisinin yolundan mücadelemize devam edeceğiz. Zulme karşı mazlumun hakkını cesaretle savunan, yaşam hakkı ihlal edilenlerin avukatlığını yapan meslektaşımızı saygı ve minnetle anıyoruz.”

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir